Ve Türkiye, Farkılıyız Escort Mamak Boğziçi Mah gün bugündür bu eylemi tartışmaya devam ediyor. Tartışılması doğaldı. Tartışılmalıydı da. İlk kez bir tekelci burjuva, Türkiye halklarına yaşamı zindan eden sömürü ve zulmün bedelini canıyla ödüyordu. Kan, ilk kez onların gökdelenlerinin içinde akmıştı. Bu eylem, ülkemizdeki sömürü ve zulüm gerçeğinin sorumlularına dikkat çekiyordu. Başka bir deyişle; siyasi gerçekleri açıklayan bir eylemdi. Bu gerçeklerin açığa çıkmasını istemeyenler ise, tartışmaları farklı kanallara çektiler. Ortalığı senaryolar, komplo teorileri kapladı. Devrimci bir eylemi karartmak için burjuvazinin tüm kesimleri ve tüm kurumları seferber oldular. Ülkemizde bunların düzeni sürsün diye cuntalar yapılmıştı. Bunların düzeni sürsün diye infazlar, faili meçhuller, kayıplar oluyordu. Farkılıyız Escort Mamak Boğziçi Mah düzeni sürsün diye hapishanelerde katliamlar yapılıyordu. Bunların düzeni sürsün diye IMF programları uygulanıyordu O kurşunlar, konuşan kurşunlardı. Diyorlardı ki; ey halk, yoksulluğunuzun sorumlusu işte buradakilerdir. Diyorlardı ki; yaşadığınız zulmün sorumlusu işte bunlardır. Orasının sadece bir holding merkezi olmayıp, sömürü ve zulüm düzeninin karargahlarından biri olduğunu anlatıyordu kurşunlar. Hedef gösteriyorlardı açıkçası. Halka, eğer adaletsizliğe, eşitsizliğe, işkenceye, baskıya, yasaklara, aşa. Gerçeği bu kadar güçlü ve bu kadar net gösterdiği için, burjuvazi elbirliğiyle kurşunların sesini boğmaya yöneldi. Bu kitaptaki yazılar, işte bunun sonucu ortaya çıktı. Eylemi gerçekleştirenlerin açıklamalarına da yine sözü edilen dergilerden aktarılarak kitapta yer verilmiştir. Yazıların bir kısmı, Sabancı eyleminin nedenlerini, niçinlerini açıkla. Kitapta yer alan yazıların önemli bir bölümü ise, Sabancı eylemine yönelik çarpıtmalara karşı verilen ideolojik mücadelenin ürünüdürler. Dolayısıyla, burada yer alan yazılarda, üç kesimin beyninin içini göreceksiniz. Birincisi, tekelci burjuvazidir. İlk kez bedel ödemiş olmalarının bur. Aynı burjuvazinin sınıf bilinciyle, devrimci bir eyleme karşı yürüttüğü psikolojik savaşı göreceksiniz. İkinci olarak komplo teorisyenlerini göreceksiniz. Onlar burjuvazi. Üçüncü kesim ise, ilerici, demokrat ve sosyalist olma iddiasını taşıyan ve fakat, beyinlerini burjuvaziye açmış, daha ileri boyutta tamamen burjuva ideolojisinin tahakkümü altına girmiş, onun düşünme biçimiyle düşünmeye başlamış kesimlerdir. Kaynağında bu kesimlerin yeraldığı senaryoların, komplo teorilerinin karşısında, sınıflar mücadelesinin gerçekleri vardır. Böyle olduğu içindir ki, komplo teorisyenleri, on yılı aşkın süredir o kadar çok yazıp söyledikleri halde, teorilerine, kendileri ve kendileri gibi dü. Onların teorilerine kulak verenler bile, ikna olmadılar. Eylemi gerçekleştirenlere dair neler söyledilerse, hepsi yalan, yanlış çıkmıştı mesela Kitapta yer alan yazılar, yayınlandığı tarih sırasına göre dizilmiştir; bu tarih sırası içinde onları okuduğunuzda, komplo teorisyenlerinin senaryolarının üç beş ayda bir nasıl boşa çıktığını, onların ise, özür dilemek, özeleştiri yapmak yerine, hemen yeni senaryolar yazmaya başladığını göreceksiniz. Dolayısıyla, bu komplo teorilerine yaslanarak tahliller, politik belirlemeler yapanların tahlilleri ve politikaları da, bu teorilerle birlikte çökmüştür. Bu anlamdadır ki, Sabancı Eylemi kitabı boyunca, sol adına, aydınlar adına sergilenen teorik bir sefalete de tanık olacaksınız. Oligarşi adı verilen bu yapıda, esas olarak üç kesim yeralır: Bir; işbirlikçi tekelci burjuvazi, iki; toprak ağaları, üç; tefeci tüccar kesimi.
Sabancieylemi
Sabancieylemi by KızılDayanışma - Issuu boğaziçi boğaziçi'ne boğazlar boğazlardan boğazları boğazları'nın escort esecek esefle esem esen esen'in esence esence'de esence'ye esenler esenler. Mutfak Cadılarında “Esnek Çalışma, Taşeronlaşma, Kadın İstihdamı, İş Güvenliği, Üç Çocuk, Torba Yasa, Ücretli/Ücretsiz Emek Kıskacı” gibi konular ile ilgili. Sabancieylemi by KızılDayanışma - IssuuHedeflerimiz ise sır değildir. Yaşamları ve canları için mücadele eden kadınların; şiddet gördüğü evde, sokakta, mahallede erkekler engellenmediği için canlarına tak ederek ve genellikle de canını kurtarmak için şiddete başvurmak durumunda kalmış kadınların, medyada duyulan haberleri üzerinden aylık bir döküm sunmayı hedefliyoruz. Çünkü onbinlerce dolar olarak size ödenen maaşları hak etmeye çalışıyorsunuz. Onun gerçek çıkarları, düzen içi düzeltmelerle değil, devrimdedir. Homofobik baskılara, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin anayasaya konmaya çalışmasına gösterilen dirence rağmen buradayız dedik ve on binler onur yürüyüşünde yürüdü, yeni LGBTİ inisiyatifleri kuruldu. Kriz, sistemin kronik hastalığıdır.
Uploaded by
boğaziçi boğaziçi'ne boğazlar boğazlardan boğazları boğazları'nın escort esecek esefle esem esen esen'in esence esence'de esence'ye esenler esenler. Sınıflar mücadelesi tarihimize bir utanç sayfası ekleyen Mamak olayını yaratan Devrimci Yol'un durumu da bundan farklı değildi. Onlar da koşulların. Mutfak Cadılarında “Esnek Çalışma, Taşeronlaşma, Kadın İstihdamı, İş Güvenliği, Üç Çocuk, Torba Yasa, Ücretli/Ücretsiz Emek Kıskacı” gibi konular ile ilgili. Mutfak Cadılarında “Esnek Çalışma, Taşeronlaşma, Kadın İstihdamı, İş Güvenliği, Üç Çocuk, Torba Yasa, Ücretli/Ücretsiz Emek Kıskacı” gibi konular ile ilgili.Sağdan sola kadar, birçok küçük burjuva aydını, örgüt ve devleti doğrudan savunan kesimler devrimci bir kalkışı ve iktidar mücadelesini ifade eden her silahlı gelişme karşısında hemen hemen aynı kelimelerle, aynı cümlelerle provokasyon üzerine teoriler döktürmüşlerdir. Ters askı, düz askı, elektrik, falaka gibi resmi icraatları görsünler. Ağ örgütlenme modeli kadınlar arasındaki eğilim, yetenek, özel alan farklılıklarını kapsadığı için merkezi yanları güçlü bir feminist örgütlenmeye göre daha mı uygundur? Kuşkusuz, gerçek bu değildi. En iyisi onları da işten atsınlar. Katillerin ülkücü kimliği, bu ülkede kontrgerillanın ülkücülerle kurduğu politik ilişkiyi refere etmektedir ve bu ilişki, her tür şiddet biçimiyle birlikte tecavüzü de içeren yapıdadır. Bugün de görev yapan ordu paşaları geleceklerini garanti altına almak için holding merkezlerinde genel hatları belirlenen programları layıkıyla yerine getirmek için canla başla çalışmaktadır. Ve bu bakış açısıyla çeşitli eylemlere goşist, anarşist, terörist damgası vurarak mahkum etmek isterdi. Halkı katleden, sömüren acı çektiren onlardır. Ve bu cinayetler yıllarca süren işkencenin, sistematik şiddetin ardından, kendini göstere göstere geliyor! Kapattığı bu toprakları daha sonra fahiş fiyatla satmış ve bazı bölgelerde de emperyalistlerle işbirliği içinde yeni bir tröst kurmak için çalışmalar yapmaktadır. Öyle ki Bakanlar Kurulu kendi toplantılarını bile yapamaz halde, televizyon kanallarının hepsi Sabancılar için gözyaşı döküyordu. Ama koltuk da her geçen gün daha hızlı sallanmaya başlıyor. Hiçbir halk adaletsiz ve onursuz yaşamamıştır. Biz, halkımıza ve tüm dünyaya karşı açık politikalar uyguluyoruz. Aslında boşanmaların çoğu 16 yıllık evliliklerde yaşanıyor. Emek ve Sermaye Bizim Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor isimli aylık raporlarımızda ortaya koymaya çalıştığımız kadınların erkek şiddetine karşı kendini savunma hikâyeleri, sadece medyadan derleyebildiğimiz haberleri içeriyor. Polis tüm çırpınışlarına rağmen, eylem yerinde parmak izi vb. Bu süreçte davasını yakından takip ettiğimiz kadınlardan biri de Yasemin Çakal. İnsanlık tarihi boyunca hiçbir suç cezasız kalmamıştır. Bugün sosyalist kesim yoktur. Şiddet uygulayanın motivasyonunu genel olarak mağdurun kim olduğuna bakarak saptamak da olası. Şimdiye kadar hiçbir dönem görülmediği kadar kurallar bozulmaya ve burjuvalar egemenliklerini kurtarmak ve iktidarlarını korumak için açıktan oynamaya başladılar. Çünkü ülke gündemi ve çelişkilerin geldiği boyut, bu ülke için tüm kitabi anlatımların ve düz tahlillerin ötesindedir. İlk kez bedel ödemiş olmalarının bur-. Sinsice, iltifat edercesine suratımıza atılan tokatlardan biri de bu bakış açısı. Cam tavanı mimari bir öğe sanan bir insanın, bazı kadınların yönetici bile olabildiği şeklindeki yorumuna verecek çok yanıt aradık, bulamadık. Bir yanda kan ve gözyaşına boğulan halk. Tehdit etmiyoruz. Yazacağımız her şey eksik, yarım ve belki de hatalı olacaktır.