Büyük planlarım vardı. İnsanın ergenliği yeni yeni fark etmeye, ellerindeki kudreti anlamaya başladığı zamanlar… O dönemler. Ne yazık ki ilkokuldan ortaöğretime geçtiğinizde ilk derse gelenler genel olarak kaç ortalı defter istediklerinden söz ediyor, yazı nasıl geçirdiğinizi sormuyorlardı. Abartılarım 10 dakikalık teneffüse sığmıyordu, tatilim, tatilimiz, o gün okulda olan herkesin tatili harika olmalıydı ve bu konuda kimse istisna kabul edemeyecek kadar hevesliydi. Ben söyleyince olmadı, o daha iyi söylüyor. Gerçekten rahatsız mıydım, hayır, değildim. Her şey planıma göre gidiyordu. Fazla duş almıyor, alsam da o bölgeye su değdirmiyordum. Okulların açılmasına sadece bir hafta vardı ve uzun vadeli planım meyvelerini vermeye çok yaklaşmıştı. Bodrum tatilimiz beni fazlaca heyecanlandırıyordu. Yıllarca yazlıkta birebir aynı Seks Hikayeleri Küçük Gay yapmaktan Seks Hikayeleri Küçük Gay keyif almakta olduğum yalanına kendimi iyice inandırmıştım. Kahvaltı-deniz-duş-maç-duş-gece çıkması artık anlamsızlığını bile yitirmişti. Benimse şeytani planlarım vardı. Yıllar boyu akşamları gidilen yazlık pazarının içindeki tırt dövmecilerden uzak durdum. Geçici dövmeden kanser olma riskim siz bu yazıyı okurken arkanızdan bir koalanın dürtmesi ihtimaliyle belki eşdeğerdi ama, annemin telkinleri beni yeterince uzak tutuyordu. Bodrum farklıydı. Gündüz güneşten pembiş hale gelen, belki de otelin barmeniyle evlenip ona bir Britanya pasaportu hediye etmek üzere olduğunun farkında olmayan İngiliz kızlarının her akşam farklı bir yerine kına dövmesi yaptırdığı bir yerdi Bodrum. Muhtelemen çok daha fazlasını yapıyordu o kızlar ama ben sadece 13 yaşındaydım. İlk akşam gece kayıntısı için gözleme arayan babamla dolaşırken gördüğüm dövmeciler planımın tıkır tıkır işlediğini gösteriyordu. Yani tatlı dil, ad hominemli savunma ve en önemlisi ana-babayı ikna etme kabiliyeti. Güneşlenme konusunda o zamanlar hiç tanımadığımız Eda Taşpınar performansı çıkaran babam pelte gibi olmuştu zaten. Akşamları kırmızı-bronz halde gözleme arıyordu. Annemse sırf bu tatil için aldığı birkaç beden küçük bilemiyorum gerçekten bikininin içine girebildiği için yeterince sevinçliydi. Bunu iyi kullanmalıydım. Kullandım da. Okul başladığında çıkmış olacak sözüyle yaptırdığım geçici kılıç dövmesi artık sol omzumdaydı. Kılıç gerçekten çok önemli bir şeyi sembolize ediyordu. Başka da bir boka benzemiyordu zaten. Neyse, önemli olan dövmeydi ve dövme görüldüğü anda dövme sahibinin hissettiği cool olma duygusuydu. Gerçi her seferinde o duygu gusül abdesti muhabbetiyle bozuluyordu ama olsun. Ama daha büyük bir hatam vardı. Dövme ilk günkü gibi limon ferahlığındaydı ve artık güneşlenmedikleri için durumun gayet farkında olan ebeveynlerimle aramız bozulmuştu. Ambale maalesef dedi. Ben o sırada tişörtümü katlayıp Terakki eteklerinin olduğu bölümde annesinin etrafında gezinen kıza dövmemi göstermeye çalışıyordum. Sonra dank etti; kısa kollu yoktu. Annem, uzun kollu da olur dedi. Okulların açıldığı gün dövmem vardı. Üstünde atlet, üstünde asla dirsek üstünü göstermemek üzerine dikilmiş uzun kollu sarı gömlek ve üstünde ceket.
Pınar Eda anne. Kapıyı kapatıp anahtarı cebime koyarak onlarla birlikte bahçede ilerlediğimizde geçmeleri için tahta kapıyı araladım. Taş oymalarla süslü kapıdan girer girmez dondum kaldım. Aynı anda aklıma bizimkinin anlattığı son hikâye geldi. Günlerdir beni oraya götürüp duruyorlardı.
“Oğlum, kızım oldu, sutyenini kendim taktım”
Aklımın bir köşesinde cinler, başka bir köşesinde az önceki adam vardı! Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun. Muharrem, dere kenarında destursuz işeyen arkadaşının bir grup cin tarafından nasıl çarpıldığını ve iki yıl cinci hocaların peşinde dolandıktan sonra ancak açıldığını, bir gece ineklerinden birinin uçarak ahırdan çıktığını, ertesi gün hayvanın parçalarını dere kenarında, tam da arkadaşının çarpıldığı yerde bulduklarını falan anlatıyordu. Ağaç ve nehir arası birkaç adımlık mesafe olduğu için onları niye kenarından uzak tutmam gerekiyordu. Sonra öğrendim, eczaneden doğum kontrol ilacı alıyormuş, göğüs yapsın diye. Tekrar ellerinizden öpüyorum, Hayat kızınızla size, ailenize çok güzel günler versin…. Kazandı mı peki sınavı? Ne ileri ne geri gidebiliyordum. Üstünde atlet, üstünde asla dirsek üstünü göstermemek üzerine dikilmiş uzun kollu sarı gömlek ve üstünde ceket. Abartılarım 10 dakikalık teneffüse sığmıyordu, tatilim, tatilimiz, o gün okulda olan herkesin tatili harika olmalıydı ve bu konuda kimse istisna kabul edemeyecek kadar hevesliydi. Daracık ve sessiz sokaklardan geçiyor, gecenin puslu karanlığında sallana sallana yolumuzu bulmaya çalışıyorduk. Uzun bir yürüyüşün ardından hamama vardık. Kuyruğu dik tutmak için bu şakalara gülerek cevap veriyordum ama yine de rahat değildim. Aynı anda cin, ayaklarını takır takır vurarak bana doğru geliyordu. Abone ol. Bizi biz yapan nice özelliklerimiz var. Bu köyün doğal güzellikleri asla bitmek bilmiyordu. O kadar kolay mı? Elindeki parça ait olduğu bütüne dair…. Ben de oğlumu özleyince fotoğraflarına bakıyorum. Gerçi içeriyi pisletiyor ama rahat ol beyim. Nefes almakta zorlanıyor, kalbimin vuruşlarını ensemde hissediyordum. Gözlerimi açtığımda saçı sakalı birbirine karışmış bir adam beni tokatlıyordu. Taş oymalarla süslü kapıdan girer girmez dondum kaldım. Böğüre böğüre ağladım. Kapının gıcırdayarak açılmasıyla birlikte bir buhar bulutu çarptı yüzüme. Karşısında beni görünce ne yapacağını şaşırdı. Elimize birer gazoz tutuşturan tellak, kapının ağzında dikilen adamı işaret ederek konuşmaya başladı. Oturumu başlat Üye Ol.